10 Eylül 2014 Çarşamba

Sözlerinin anlamı!

Söyleme! Söz etme dedikçe kulağımın en hassas yerlerini bile rahatsız eden ses  dalgaların. İşte o cümleleri, işte o cümlecikleri hep yaşamım boyunca duymak istememişimdir. Ama bak! İşte geliyor, işitiyorum, sağır bile olmayı istiyor insan bazen. Bazı sözler insanı mutluluktan uçururken bazı sözleri duyunca ölmeyi bile isteyebilirsin. Sözlerin ayarı yoktur. Vardır da fiziksel olarak bir ayarı yok. Şarkıda "Sevmiyorum seni artık, gözlerimi geri ver" derken nasıl bir davranış göstereceğine şaşırırsın.
Sözlerle söz verilir, sözlerle yalanlar söylenir. Sözün kendi içinde ayarı yok, beyninden geçerken değil de kalbinden süzülürken anlamlı hale gelir. Daha doğrusu sözü işiten karşındakinin kalbinden süzülürken. Beyinden geçeni duyarsın da çoğu zaman kalpten geçeni işitmezsin. Gerçek cevabı gerçek sözü işte o zaman gözlerde ararsın. Bakışlarda, dokunuşlarda ararsın. Bugün sen de bir şeyler var derken, kastettiğin işitmediğin şeylerdir. İşte bazen kulak zarın patlarcasına işitmek isterken bazen de hafif tonda söylenmiş söz için, kalbi fena yaraladığı için sağır olmak istersin. "Sözün bittiği yer" derken işte işitmek istemediğin artık dokunmak istediğin veya sırtını dönüp gittiğin anlar demek oluyor. Söyleme derken, bazen çok sevdiğini bile söylemesini istemezsin. Bu yetmez çünkü. İşitmeyenler sevemez mi? Kalpleri dağlayan sözlerin sağır olsaydım acaba benim için ne ifade ederdi? Veya sen bunu nasıl hissettirecektin bana? Yaşamda söylediklerinin bir yere kadar değeri/değersizliği var. Duyan kulakla, kalpte yansıması ayrı şeyler oluyor çoğu zaman. Ne söyleyeceğini tahmin edersin de ağzından çıkmasını istediğin çok durumlar yok mu? Sözün özü, sözün ayarı değil de karşıdaki kalbe hitabı, onda yarattığı duygulara vereceği ayar çok daha önemli oluyor yaşamda. O nedenle "seni seviyorum" demek kolay olmuyor. O nedenle "herşey buraya kadarmış" kolay denmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder