22 Ekim 2014 Çarşamba

Tencereler yuvarlanır, kapaksan oturursun!

Sonu olmayan işlere girme diye o kadar tembihlemiştim aslında! Hep yaptığım şey alsında! Ancak tembihlersin kendine! Söz geçiremezsin, birçok şey için! Sonuna değil de başındaki heyecana kapılırız, öyle kaptırıveririz işte. Sonunu bilsen de cazip gelir . Pişmanlıklar fayda etmez. Her nedense başlarız hep başlarız. Daha da aramam sormam dersin. Ama yaparsın, bazen hatta pek çok kez saçmalar durursun. İşte kararsızsın sen! Veya suçlayamam seni! Karşına çıkmamıştır belki, yüreğini titreten, yerden yere vuran. Ne bileyim hayat işte. Kimileri şanslı veya öyle görünüyorlar. Öyle görünmeye devam mı edelim? Menfaat aşkı mıdır nedir? Ev borcunu birlikte ödüyorsundur, üzerime kalır filan mı diye dertleniyorsun? Ne bileyim herkesin bir nedeni vardır kendince. Uyuşamadık, aynı dili konuşmuyorduk, gözümden ne diyeceğimi anlıyamıyordu, beni taşıyamıyordu filan...Hep bencil işler. Sen onda eridin mi? Kaybettin mi kendini? Yoksa ben de kaybolsun, ben var olayım, hükmediyorum mu diyorsun. Boş işler vesselam. Tencereler yuvarlanır, kapaksan oturursun. Denk gelirse. Öyle istemiyorum ki! Yerden yere vursun, yerden yere vurayım! Ne kavuşalım ne özgür olalım! Ne bileyim dağlarda açan çiçekler gibi dokuya uygun olsun işte. Anahtar gibi kalbine uysun. Nasıl olacaksa işte.

17 Ekim 2014 Cuma

Mutsuzluğunu süründürme!

Neye isyan etmeli? Herkesin ayrı herkesin aynı sebepleri vardır. Çakışsa da inkar edilen sebeplere! Aynı yere çıkacağını bildiğin halde değişiklik olsun diye değiştirdiğin yollar! Kendimizi kandırdığımız durumlar, güya isyanlar! İsyan senin neyine! Öyle iş olsun diye olmaz bu işler. Yürek ister! Hani o yanında güzel kızlar olduğunda gösterdiğin ekstra testesteron durumları değil bu işler! Patlar elinde! Önünde iki yol var: herkesin inandığı yol, bazılarının inandığı yol! Diyeceksin ki herkes bazılarını içine almıyor mu? Almıyor da o nedenle onlar bazıları! Herkes gibi olmayacağım diye gereksiz çabalayan nalları olmayan eşekler gibi koşmaya çalışma! Kendin ol, kendince isyanını yaşa! Eşeksen eşek gibi ol, gözlerine kurban oldukları! hakkını ver eşekliğin. Gizemli görüneceğim, isyanım gizemli olacak romantik olacak gibi saçmalıklara sığınma! komik olma kısaca! Ne çektiysek seviyor gibi görünmekten değil mi? Göz yaşlarını gizlemeye çalışan salaklar gibi! Akıt be kardeşim, gözyaşının hakkını ver! Ne çektiysek sevmediğimizi haykıramamaktan değil mi? Süründürmek mutsuzluğu! İlla süründürdüğün mutsuzluğunu! Mutsuzluk bile bizden nefret etti o halde! İsyanın işte iki yüzlülüğe olmalı! Kendinle yüzleşmeli! Süründürme yüzsüzlüğünü! Söyle be kardeşim! Ne istiyorsan onu söyle! Anahtar orda işte! Belli etmenin yollarını arama, söyle be kardeşim! Daha da sesin çıkmıyorsa! Bi ziktir git!

11 Ekim 2014 Cumartesi

Seni seviyorum deyip de sevişmemek gibi birşey!

Fazla cesarete gerek yok! Belki zarar belki fayda sağlar, biraz belirsiz bir durum, ama her daim değil. Fazla korkuya gerek yok! Belki fayda sağlar! Ama çok şey de kaybettirir. Cesaret akıl işidir. Kuru gürültü cesaret değildir. Seni seviyorum deyip de sevişmemek gibi birşey! Aklına da güven duygularına da! Yol ver. Yerine göre yaşa, yerine göre ziktir et!

9 Ekim 2014 Perşembe

siz boşverin!

Bazen Ankara'da olmak istiyorum! Aslında çoğu zaman. Kalbimin yarısı o bozkırın ortasındaki kentte. Kentte derken taşında toprağında değil elbet. O biliyor. Aslında kalbimin tamamı orda oluyor çoğu zaman. Kararsız kalıyorum, üzülüyorum. Olsun o beni anlıyor, ilerde daha iyi anlayacak. Veya ben onu ilerde daha iyi anlayacağım. Yüzleşeceğiz. Ertelemiyoruz aslında. Bilmiyorum işte. Bildiğim şey onunla yaşamak istediğim! Ama bütün bunları siz boşverin. Benim hikayelerim, gerçek olanı!

Gelecek sana yapılan bahşişten ibarettir!

İyi anları iyi değerlendirmeli. Nasıl olsa yine olur deyip de ertelememeli. Geleceği bilemeyiz. Geleceğe hayallerimizi satmak hiç akılcı değil. Geleceğe umut bağlamak güzel de, umutları geleceğe ertelemek ayrı bir durum. Sevdiğini söylemeyi geleceğe erteleme! Geleceğin gözü kör! Umutsuz olma, ancak havale etme gözlerindeki pırıltıyı geleceğe! Akan nehrin nereye döküldüğünü merak etmen denizle son bulur. Umman yeni belirsizliklerin belirsizleştiği yerlerdir. Hayaller içinde hayaller yaratma. Açık ol, istiyorsan söyle, yap! Sağlıklı anlarını geleceğe erteleme. Süslü hayaller yaşam için lükstür. Güzel anlar! İşte o anları lütfen geleceğin kollarına erteleme! Gelecek sana yapılan bahşişten ibarettir!

Yanımda sen oldukça!

Dert etmiyorum! az şekerli dedim ama şekerli gelen kahveyi.
Dert etmiyorum! bekle bekle ve dolu gelen dolmuşu
Dert etmiyorum! üşenip de almadığım şemsiyeyi akşam çıkışında yakalandığım yağmurda ıslanmayı.
Dert etmiyorum! kötü geçen bütünlemeyi
Dert etmiyorum! cüzdanda bir kaç bozukluğun kalmasını
Dert etmiyorum! memleket hallerini
Dert mi yok!
Dert etmiyorum ki!
Derdim sen de değilsin! inanmamanı da dert etmiyorum
Derdim bende kalsın deyip de saklamıyorum
Dert mi yok! Dert etmiyorum ki!
Yanımda sıcaklığın oldukça!
Dert etmiyorum!
Gereksiz buluyorum, sen yanımda oldukça
Kalbinde var olduğuma inandıkça!