3 Eylül 2014 Çarşamba

Bandırmasına!

"Top benim arkadaş! oyuncuları istediğim gibi seçerim!"
Çocukluğumuz en önemli tutkularından birisi futbol oynamak, top peşinde koşturmaktı. Futbol lafından daha çok "hadi maç yapalım" şeklinde ifade ederdik. Köy yaşamı işte, olanaklar çok kısıtlı. Çikolata olarak Bakkal Memet'te tadella, gofret ve eti puf vardı. Ayrıca şeker sucuğu veya "bandırma". Ancak bandırma büyüklerin bahse girdiklerinde kullandıkları tatlıydı. Neyine? bandırmasına! Köy şartları dedik ya, top olarak adi plastikten yapılmış toplar satılırdı. O topu bile almak bazen pek mümkün olmazdı. Alsak da çok çabuk patlar küçücük kalır, oyun zevki vermezdi? Başkasının plastik topunu kazara sen vurduğunda patlatırsan vay haline, çoğu zaman sana ödetilirdi.
Meşin futbol topu tam bir hayaldi tabi. Bir arkadaşın babası meşin top almış, arkadaş kucağında topu gezdirip duruyor, yere vurmaya, tekmelemeye kıyamıyordu. Bir kaç gün öyle gezdirdiğini hatırlıyorum, biz de ara ara dokunabiliyorduk yani. Daha sonraki günlerde bizden gizli evin önünde kendince ufak ufak ayağıyla oynadığını görüyorduk. Ama bizi farkedince hemen kucağına alır veya topu saklardı. Meşin top bu! Bize oynatmıyacağını anladığımızda rutin oyuncaklara devam ediyorduk. Çellik çomak, bilye filan işleri. O arkadaş ta kendi başına sıkılır topunu bırakır bize katılırdı. Ama aklı hep topundaydı. Tabi bizim de. Birgün nasıl olduysa maç yapma durumu oluştu. Biz de meşin topla oynayalım diye ısrar ettik. Arkadaş "tamam dedi, ama oyuncuları istediğim gibi ben seçerim". Çaresiz evet dedik. Maç başladı. O top başkalarının ayağına değdikçe içi gidiyordu, ama sonuçta maç zevki baskın geliyordu. Ancak, kuralları değiştirdi. Kendisine sert girilmeyecek, kendi oyuncuları tüm pasları ona atacaktı. Karşı takıma kendisi faul yapabilir, ama kendisine dokunulduğunda faul olurdu. Bütün faulleri o kullanacak! Tabi öyle olmayınca da kızar "valla topumu alıp gidicem" diye tehdit ederdi. Yalandan bir penaltı durumu oluşturur, kendisi kullanır, gol olmazsa yeniden kullanmak için bin türlü bahane üretmeye çalışırdı. Karşı takım kazara gol atar maçı kazanma eğilimi gösterirse, oyuncu değiştirir maçı lehine çevirirdi. Canı sıkılsa alır topunu gider maç kendiliğinden biterdi.
O meşin top adamı hem kral hem de herkesin canını sıkan biri yapmıştı. İlerleyen yıllarda meşin top ucuzlayıp yaygınlaşınca o krallık kendiliğinden sona ermişti.
Köyde krallığı devam eden hep "bandırma" oldu, hala da öyle. Nesine birader? Bandırmasına! Ama cevizlisine ha!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder